Floransa gezisi Toskana

image_1388
Cattedrale di S.Maria del Flore

Cattedrale di S.Maria del Flore

Floransa adını bahar tanrıçası ‘Flora’ dan alan, buram buram ortaçağ kokan, müze ve galarilerle dolu, cıvıl cıvıl kalabalık sokaklarıyla her zaman canlı bir şehir. Floransa’nın sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar canlı olması diğer Avrupa şehirleri ile kıyasladığımda beni oldukça şaşırttı doğrusu. Klasik ortaçağ şehir planı, Floransa ‘ da  da hakimiyetini sürüyor. Şehrin tam ortasında ‘Duomo’ bulunuyor ve şehir merkezden çevreye doğru genişliyor.

Floransa’ ya geç bir vakitte vardık. Otelimize yerleştikten sonra Duomo meydanına, birşeyler yemeğe çıktık. Doymak için yedik diyebilirim,benim inanılmaz bir şekilde baş ağrım tuttuğu için, önümüze gelen restorana girdik. Öyle bir baş ağrısı ki saatlerce devam etti, artık ayakta duracak halim kalmamıştı, bir iki çataldan sonra hemen ilacımı içtim. Neyseki uyumaya yakın geçti, gitti :)

Ertesi sabah erkenden gezimize başladık. Sabah 7:30 da otelimizden çıktık.Piazza della Signoria’ da bulunan bir kafede kahvaltımızı yaptık, enfes espressolarımızı yudumladık. Bir italyan gibi…! Italyan gibi çünkü Italyanlar masada oturmayı pek tercih etmezler.Kafenin, pastanenin barında muhabbet ederek veya gazete okuyarak, kahvaltılarını eder kahvelerini bir yudumda içer giderler. Bizde uyum sağladık.  Bar da “takılmak” hem daha keyifli hem de daha ucuz benden söylemesi ;)

Kahvaltımızın ardından başlasın gezimiz….

İlk durak Galleria degli Uffuzi. Uffizi’ nin girişinde ilk iş olarak Floransa Kartımızı aldık. Boynumuza kırmızı askılı kartımızı takıp, havalı havalı içeri girdik :) Burası Medici ailesi 1560 yılında Giorgi Vasari tarafından tasarlanmıştır. Bu bina, aslına bakarsanız hakimlerinin kullanacağı ve idari işler için kullanılacak ofisler olarak düşünülmüştür Ancak zamanla Medicilerin eserleri sergilenmeye başlanmıştır. U şeklinde 2 katlı Galleria degli Uffuzi de birçok önemli eser bir arada bulunuyor. Sandro Botticelli’nin, birth of venus, Primavera’ sı, Leonardo da Vinci’nin The Annunciation’ ı Giotto’nun  Ognissanti Madonna’sı , Raphael’ in Madonna of the Goldfinc, self portrait’ i ,Titian’nın Venus of Urbino’su müzede bulunan eserlerden birkaç örnek.  Gezerken bir odanın girişinde 1993 yılındaki bombalanmadan ve hasardan bahsediyordu. Daha önce duymamıştım. Öğrendiğimize göre 1993 yılında mafya bağlantılı bir bomba patlamış ve Uffizi’nin birkaç odası ve eserleri zarar görmüş.

 

Galleria degli Uffuzi nin bir noktasından Ponte Vecchio (Floransa’daki en güzel köprü, evli köprü de diyebiliriz) çok güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Uffuzi gezimiz yaklaşık 3 saat sürdü. 3. saatimizde kendimizi hızlı hızlı koridorlardan ilerliyorken bulunca, gitme zamanımız geldiğini anladık.

Ardından yine Piazza della Signoria da bulunan Palazzo Vecchio’nun kulesine çıktık. Mesela Floransa kartımız olmasa buraya çıkmayı düşünemezdik, ve en güzel manzaralardan birini kaçırmış olurduk..  Söylemeden geçmiş olmak istemem, Piazza della Signoria da birçok önemli heykelin replikası bulunuyor. Gerçekleri bambaşka, gördük ne gerek var gerçeğine demeyin. İnanın çok etkileyiciler.

Palazzo Vecchio kulesinden

Palazzo Vecchio kulesinden

                İki tane yapıdan sonra kendimizi Floransa sokaklarında gezmeye başladık. Birbirinden güzel dükkanları gezdik. Ardından Arno nehrinin üzerinde bulunan Ponte Vecchio‘nun üstünden geçerek karşı kıyıya geçtik.  Ponte Vecchio II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından bombalanmayan tek köprü,  geçişin iki tarafında bulunan kulelerinin yıkılarak engellenmesi ile yetinilmiştir. üzeri kuyumcular ve minik minik dükkanlarla dolu ve çok kalabalık. Her seferinde üzerinden geçmeye gerek yok. 1 kere yeterli. Diğer köprüler hem sakin hemde Ponte Vecchio’nun güzel manzarasına sahip.

Floransa, Ponte Vecchio

Floransa, Ponte Vecchio

Karşı kıyı daha şirin, cıvıl cıvıl, güzel restoranlarla dolu.. Öğle yemeği vakti gelmişti tabii. Aklımızda daha önceden, lezzetli olduklarını duydumuz 3 tane restorana gitmek vardı. Ancak rezervasyon yaptırmadığımız için yer bulamadık. Akşam için ve ertesi gün öğle& akşam yemeklerimiz için yerlerimizi ayırttık. Bir sonraki yazımda bu restoranlarla ilgili yazacağım.  Ardından şansımıza karşımıza çıkan bir kafede leziz makarnalarımızı yedik. Bolonya’nın bolonezine karşı Toskana bölgesinde ki kıymalı makarna dana kıymasından yapılıyor ve oldukça lezzettli.  Karnımızı doyurduktan sonra, Palazzo Pitti’ yi gezmeye başladık. Etkileyici. Özelllikle bahçesi çok güzeldi.  Palazzo Pitti’den ayrıldığımızda saat 18:30 olmuştu bile.

2. gün yine erkenden otelimizden ayrılıp gezimize devam ettik. Yeni günün ilk durağı Michelangelo’nun  ünlü Davut heykelinin bulunduğu Galleria dell Accademia oldu. Bu kadar mı gerçeksi yapılır, kasları, damarları, oran allahım nasıl bir gözlem ve ustalık.  Burada yaklaşık 1,5 saatimizi geçirdikten sonra, Floransa Duomosunu gezmeye gittik. Filippo Brunelleschi tarafından tasarlanan ve inşaa edilen Cattedrale di S.Maria del Flore. Kilisenin kubbesi, 54 metre çapında bir sekizgen olup,  hala dünyadaki en geniş tuğla kubbedir. Yine floransa kartımız sağolsun, kızmızı askılarımızı görünce bizi hemen içeri aldılar. :) Kilisenin kulesine çıktık öncelikle. Aman tanrım çık çık bitmiyor. yordu… 414 basamak…  Neyseki aralarda durup soluklanabileceğiniz manzara katları var. Duomo’nun cephesi daha önce gördüğüm kiliselerden çok daha farklıydı. Cephesi ‘ polychrome ‘ yani çok renkli mermerden yapılmıştır. Pembe, yeşil, beyaz mermerler kullanılmıştır. Bu pastel cephede birçok heykel kullanılmıştır. Zengin detaylar, kabartmalar cepheyi muazzam kılmaktadır. Sonradan Siena’ya gittiğimizde aynı malzemeyi Siena Duomosunda da gördüm. Gerçekten çok özel bir görünüşe sahip. Dışı bu kadar özel olmasına rağmen, Katedrelin içi ise sade neredeyse boştur.

Cattedrale di S.Maria del Flore.

Katedralin önünde bulunan vaftizhane’nin güney cephesinde bulunan cennet kapısını mutlaka görün. Giotto’nun başlattığı 3 boyutlu kabartma özelliği taşır. Tabii gerçeği paha biçilemez. Hayatımda gördüğüm en güzel eserlerden biri olabilir. Gerçeğini Douomo’nun hemen yanında bulunan Museo dell’ Opera del Duomo da görebilirsiniz.

Ardından öğle yemeğimiz için, önceden rezervasyon yaptırdığımız * restorantına gittik. Çıktığımızda inanılmaz yağmur başlamıştı. Sağolsun restoran sahipleri bize şemsiye hediye ettiler. Bir küçük not daha: restoranlar genel olarak 11:00- 14:30 ve 19:00-22:00 arası hizmet veriyorlar. Zamanı geçirirseniz aç kalma olasılığınız çok yüksek. Açık olan mekanlar ya en turistik yerde yada sandviççi. Pek iç açıcı değil.

KArnımızı doyurduktan sonra sırada * müzesi vardı. Burada en enteresan eser Son akşam yemeğinin replikasıydı. Bir an acaba mı dedik ama hemen aklımıza Milan’da Santa Maria della Grazie Kilisesinde olduğu geldi.  Buradan sonra Floransa sokaklarında gezmeye devam ettik. Hava inanılmaz soğuktu Mayıs ayında İtalya bizi çok şaşırttı. Sonrasında akşam yemeği, keyifi derken, Floransa gezimizi sonlandırdık. Güzel bir uykudan sonra sırada Şarap cenneti; Chianti bölgesi.

Chianti Bölgesi ile ilgili yazımda görüşmek üzere.

supernicevisit

Yazar hakkında

Sis Altındaki Şehirler

Artık gökdelenler heryerde. Birçok şehirde hergün bir yeni gökdelen daha yapılıyor. Durum böyle olunca, şehre sis çöktüğü zaman ortaya çok değişik bir manzara çıkıyor. Sisleri ...